AFANASİ FET : (1820-1892); Rus şair
Afanasy Afanasyeviç Fet Rusya'nın en büyük lirik şair olarak kabul edilir.Özellikle Blok'un şiirini etkilemiştir.Edebiyat dünyasına açılma “icazeti”ni ona “Bu genç, hiç kuşkusuz bir yetenektir” sözleriyle bizzat Gogol verdi. Fet’in 1840 yılında yayımlanan Lirik Panteon adlı ilk şiir kitabı Belinski’nin de beğenisini kazanınca genç şair için daha büyük bir yaratıcılık dürtüsü oldu.1858’de ordudan istifa eden Fet, Moskova’ya yerleşti ve kendini tamamen edebiyata adadı. Aldığı darbeler sonucu hırçınlaşan kalbi ve yöneltilen sosyal baskılara karşı direnme çabaları onun toplumla olan ilişkilerini daha da karmaşık ve dayanılmaz hale getirdi. Yazmayı tamamen bıraktı ve kendini, toprağa bağlamış her toprak ağası gibi, çiftliğine kapandı. 1870’li yıllarının sonunda Fet, yepyeni bir güçle yeniden yazmaya başladı. Altmışlık şair, yayımladığı şiir kitabına Akşam Ateşleri adını verdi. (Üç yüzden fazla şiiri içeren bu kitap 5 fasikülden oluşmaktadır. Bunlardan dördü sırayla 1883, 1885, 18881889 yıllarında yayımlandı, beşincisiyse hazırlanmış olmasına rağmen, şairin ömrü yetmediği için, yayımlanamadı.)
Bilmesem de şarkı söylemesini,
bende de bir şarkı filizlenmekte’
Sakın uyandırma onu çok erken
Tatlı talı uyuyor o şafakta.
Seviyorum evinizi kederli
Ve sükuta dalmış köy akşamını,
Uzaklardan gelen o çan sesini
Ve kutsal mabedin altın haçını.
Seviyorum taze ot kokusunu,
Pencereden dalga dalga süzülen
Semaverin tatlı homurtusunu
Ev sakinlerine huzur bahşeden.
Seviyorum imeceye katılan
Boneli, gözlüklü yaşlı kadını;
Seviyorum cam kaplarda tutulan
Altın renkli yulaf tohumlarını.
Pencerenin yanındaki sepette
Parlayan rengârenk örgüleri de,
Çevik kediyi de bin marifetle
Yumak kovalayan tenha köşede.
Saçları toplu kız torununu da,
Hani hem alımlı, hem de çekingen,
Onun yüzündeki solgunluğu da,
Korkuyu da, bakışında titreyen.
Yuvadaki serçelerin keyfini,
Yüzünü gecede parlayan ayın,
Çın çın öten kadehlerin sesini
Ve ağırlaşmasını konuşmaların.
Seviyorum zevkini hayal etmenin
Seyrederken bildik dost geceleri,
Ve sizi de, ey meraklı gözlerim,
Ömrümün en canlı hediyeleri!
--------------------------
İçtenlikle geldim senin yanına,
Günün doğuşunu haber vermeye:
Sevinerek güneş ışıklarına
Yaprakların yüzü güldü, demeye.
Demek istedim ki orman yeniden
Canlandı dal dal ve yaprak yaprak,
Her kuş şakımakta, kendi dilinden
Bahar özlemini ballandırarak.
Demek istedim ki bir arzu beni
Alev alev yakmaktadır bugün de.
Ruhumun dünyada tek istediği
Hizmette bulunmak senin emrinde.
Demek istedim ki, doğa sesini
Sevinçle, coşkuyla dillendirmekte.
Bilmesem de şarkı söylemesini
Bende de bir şarkı filizlenmekte.
Uzaklardan gelen o çan sesini
Ve kutsal mabedin altın haçını.
Seviyorum taze ot kokusunu,
Pencereden dalga dalga süzülen
Semaverin tatlı homurtusunu
Ev sakinlerine huzur bahşeden.
Seviyorum imeceye katılan
Boneli, gözlüklü yaşlı kadını;
Seviyorum cam kaplarda tutulan
Altın renkli yulaf tohumlarını.
Pencerenin yanındaki sepette
Parlayan rengârenk örgüleri de,
Çevik kediyi de bin marifetle
Yumak kovalayan tenha köşede.
Saçları toplu kız torununu da,
Hani hem alımlı, hem de çekingen,
Onun yüzündeki solgunluğu da,
Korkuyu da, bakışında titreyen.
Yuvadaki serçelerin keyfini,
Yüzünü gecede parlayan ayın,
Çın çın öten kadehlerin sesini
Ve ağırlaşmasını konuşmaların.
Seviyorum zevkini hayal etmenin
Seyrederken bildik dost geceleri,
Ve sizi de, ey meraklı gözlerim,
Ömrümün en canlı hediyeleri!
--------------------------
İçtenlikle geldim senin yanına,
Günün doğuşunu haber vermeye:
Sevinerek güneş ışıklarına
Yaprakların yüzü güldü, demeye.
Demek istedim ki orman yeniden
Canlandı dal dal ve yaprak yaprak,
Her kuş şakımakta, kendi dilinden
Bahar özlemini ballandırarak.
Demek istedim ki bir arzu beni
Alev alev yakmaktadır bugün de.
Ruhumun dünyada tek istediği
Hizmette bulunmak senin emrinde.
Demek istedim ki, doğa sesini
Sevinçle, coşkuyla dillendirmekte.
Bilmesem de şarkı söylemesini
Bende de bir şarkı filizlenmekte.
------------------