Pablo Neruda Şiirleri

PABLO NERUDA : 1904-1973
20. yüzyıl şiirinin en önemli adlarından Şili'li komonist şair ve diplomat. 1953'te Lenin barış ödülü'nü, 1971'de nobel edebiyat ödülü'nü kazanmıştır.
 




aşkım, ben ölürsem sen ölmezsen,
aşkım, sen ölürsen ben ölmezsem,
sakın yüz vermeyelim acıya..
hiçbir şey yaşamımızdan daha değerli değil.
"sırf birisi "iyi geceler" demediği için, iyi geçmeyen geceler vardır"
bu gece tüm zamanların en hüzünlü şiirini yazabilirim.
ben onu sevdim, ve bazen o da beni sevdi.
bir kadın, söyleyecek çok şeyi olduğu halde susuyorsa, erkek artık tüm şansını kaybetmiştir.
--
Buğdayın Türküsü 
Halkım ben, parmakla sayılmayan 
Sesimde pırıl pırıl bir güç var 
Karanlıkta boy atmaya 
Sessizliği aşmaya yarayan 
Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa 
Tohuma dururlar yeniden 
Ve halk, toprağa gömülü 
Tohuma durur bir yerde 
Buğday nasıl filizini sürer de 
Çıkarsa toprağın üstüne 
Güzelim kırmızı elleriyle 
Sessizliği burgu gibi deler de 
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde.
--

OĞULLARI ÖLEN ANALARA TÜRKÜ

Onlar ölmediler yok,
Ateş fitiller gibi:
Dimdik ayakta,
Barut ortasındalar!

Karıştı, bakır tenli
Çayır çimene,
Karıştı,
O canım hayalleri:
Zırhlı bir rüzgar,
Perdesi gibi;
Bir set gibi:
Kızgın çehreli,
Göğüs gibi:
Göğün görünmez göğsü gibi!
...
-------------------------

GÜZ ÇEÇEKLERİNDEN ÇELENK

Niçin öldün Nazım?
Ne yaparız şimdi biz
Şarkılarından yoksun?
Nerde buluruz başka bir pınar ki
Onda bizi karşıladığın gülümseme olsun?
Seninki gibi ateşle su karışık
Acıyla sevinç dolu,
Gerçeğe çağıran bakışı nerde bulalım?

Kardeşim,
Öyle derin duygular, düşünceler yarattın ki bende,
Denizden esen acı rüzgar
Kapacak olsa bunları
Bulut gibi, yaprak gibi sürüklenir,
Yaşarken seçtiğin
Ve ölümden sonra sana barınak olan
Oraya, uzak toprağa düşerler.

Al sana bir demet Şili kasımpatılarından,
Al güney denizleri üstündeki ayın soğuk parlaklığını,
Halkların savaşını, kendi dövüşümü
Ve yurdumun kederli davullarının boğuk gürültüsünü
Kardeşim benim, dünyada nasıl yalnızım sensiz,
Çiçek açmış kiraz ağacının altınına benzeyen yüzüne hasret,
Benim için ekmek olan, susuzluğumu gideren, kanıma güç
Veren dostluğundan yoksun.

Hapisten çıktığında karşılaşmıştık seninle,
Zorbalık ve acı kuyusu gibi loş hapisten,
Zulmün izlerini görmüştüm ellerinde,
Kinin oklarını aramıştım gözlerinde,
Ama parlak bir yüreğin vardı,
Yara ve ışık dolu bir yürek.

Ne yapayım ben simdi?
Tasarlanabilir mi dünya
Her yana ektiğin çiçekler olmadan?
Nasıl yaşamalı seni örnek almadan,
Senin halk zekanı, ozanlık gücünü duymadan?
Böyle olduğun için teşekkürler,
Teşekkürler türkülerinle yaktığın ateş için.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------


BİZLER SUSUYORDUK
Bilmek acı çekmektir. Ve bildik;
Karanlıktan çıkıp gelen her haber
Gereken acıyı verdi bize:
Gerçeklere dönüştü bu dedikodu,
Karanlık kapıyı tuttu aydınlık,
Değişime uğradı acılar.
Gerçek bu ölümde yaşam oldu.
Ağırdı sessizliğin çuvalı.