Sayfalar

Puşkin Şiirleri


ALEKSANDIR SERGEYEVİÇ PUŞKIN : 1799- 1837 : 38 YAŞ
Rus şair ve yazar. Birçok kişi tarafından en büyük Rus şairi ve Rus edebiyatı'nın kurucusu kabul edilir.Ünlü Rus yazar Gogol'un samimi arkadaşıdır.Karısına kur yapan biriyle girdiği düollada yaralanır iki gün sonra ölür.
Dostoyevski, Tolstoy,Çehov , Maksim Gorki vb. daha sonraki dönemlerin birçok büyük yazarı için tükenmez esin kaynakları olmuştur

.  




Ölumunden kisa bir sure once kaleme aldigi ve guncesinde, adı gecenler ile ailesinin magduriyetini onleyebilmek icin en az yuzyil yayinlanmamasini talep etmiştir; donemin rusya’sinin soylu sınifinin yasantisini, insanlarin birbirleriyle iliskilerinin ve kadinin toplum icindeki konumunu yansıtmaktadır. ilk kez 1990 yilinda Amerika’da yayinlandigindan bu yana, edebiyat dunyasının en cok ses getiren eserlerinden biri olan gizli gunce, puskin’in kendisiyle ve yakin cevresiyle hesaplasmasi olarak da degerlendirilebilmektedir.Güncede cinsel deneyimlerinden aşırı bir şekilde bahsedilmektedir.

"genc kizlarin gozyaslari sabah ciyine benzer,gunes acar acmaz ucup giderler"
"''kendimizi kandirmaya gucumuz yetmediginde, atasozleri sasilacak kadar cok isimize yararlar''


Yevgeni Onegin : Yevgeni Onegin Aleksandr Sergeyeviç Puşkin tarafından yazılan, Rus edebiyatının en önemli klasik eserlerinden biri niteliğindeki manzum roman ve karakteridir.
---
"ya vac lubil" (sizi seviyordum)
ya vas lyubil, lyubof işo bıt mojet,
vı duşe moy ugasla ne sovsem
no pust ana vas ne triebojit
ya ne haçu peçalit vas hiçem
ya vas lyubil bezmolvna, beznadejna
ta robastyu, to revnastyu tamim
ya vas lyubil tak ickrenno tak nexno
kad day vam bog lyubimoy bıt drugimi.

sizi seviyordum, belkide henüz
içimde sönmedi bütünüyle bu aşk
fakat buna rağmen teleşlandırmasın sizi.
üzülmenizi istemem hiçbir şeyden.
seviyordum sizi sessiz, umutsuz.
çekingenlik, kıskankançlık eziyeti çekiyorduk.
seviyordum sizi, öylesine içten öylesine kırılgan
tanrıdan dilerim başkasını da size böyle sevdirsin.
---
"düşünceler tüm ağırlıyığla çöküyor
kederden ezilen ruhuma
anılar açıyor önüme
sessizce uzun tomarını
nefretle okuyorum yaşamımı
lanet edip titriyorum
acı acı sızlanıyor, gözyaşları döküyorum
ama gözyaşları silmiyor o satırları."
---
peki öyleyse; uzaklarda
bir gemi onu özlemle beklerken
rüzgar katarak tozu dumana
bir sel yatağında eser, neden?--
"şaire

Ey şair! Değer verme sevgisine sen halkın.
Tez geçer gürültüsü zafer övgülerinin;
Aptalın yargısına, soğuk kalabalığın
Gülüşüne de boşver; aldırışsız ol, sâkin.
  
Sen çarsın: Yalnız yaşa. Yürü özgür yolunda
Özgür akıl nereye götürüyorsa seni.
Yetiştir emeğinin sevgili meyvesini,
Ödül beklemeksizin soylu çabalarına.
  
Ödül sendedir, çünkü en yüce yargıç sensin;
Ürününe en titiz değer biçebilensin,
Ey güç beğenir usta, sen ondan hoşnut musun?
  
Hoşnutsan, kalabalık varsın küfretsin sana,
Tükürsün ateşinin tutuştuğu mihraba,

Şımarık bir inatla rahleni sarsıp dursun.
---
erzurum yolculuğu kitabında,anadolu halkı ile istanbul şehri halkının ve sarayın çözülmesini,halk ile yönetimin kopukluğunu,kendi yarattığı yeniçeri eminoğlu karakterinin ağzından güzel bir şiirle anlatmıştır:

gavurlar övüyor şimdi istanbul'u
ama yarın demir ökçeleriyle
uyuyan bir yılan gibi ezecekler onu
ve çekip gidecekler bırakıp öylece
istanbul bırakmasın hala uykuyu

istanbul peygamberin yolundan ayrıldı
onu baştan çıkardı kurnaz batı
dalarak utanç verici zevklerin koynuna
o ihanet etti duaya ve kılıca
küçümsüyor artık savaş alanından akan teri
şarap saati oldu dua saatleri

söndü inancın kutsal ateşi
dolaşır evli kadınlar mezarlıklarda
her kocakarı her hacıana
hareme sokarlar erkekleri
işbirlikçi harem ağası uykuda

ama erzurum öyle mi ya?
bizim dağlı,çok yollu kentimiz
kapılmadık biz zevkü sefaya
yüzvermedik isyan şarabına
günah yolundan gitmedik,gitmeyiz

inanç sahibiyiz,oruç tutarız
kutsal sulardır doyuran bizi
düşman üstüne rüzgar gibi
uçup gider atlılarımız
girilmez haremlerimize
serttir harem ağalarımız
kadınlar rahatça otururlar içerde
------