Artur Rimbaud şiirleri

1854-1891.   37 yaş .Fransız .Eşcinsel. Jean Nicholas Arthur Rimbaud (Türkçe: Arthur Rembo) Sembolizm'in en büyük temsilcilerinden.Verlaine, Rimbaud'u Brüksel'de bir tabanca kurşunu ile yaralamasının ardından, eşcinsel ilişkileri yüzünden başları belaya girer. Verlaine kürek mahkumu olarak hapse atılır, Rimbaud ise serbesttir. 1875'te son kez görüşmelerinden sonra bir daha asla görüşmezler. Bu tarihten sonra da şiir yazmayı bırakır. Marsilya’da ölür.(Verlaine, Rimbaud'dan yaşça daha büyüktür)  

On yedi yaşından yirmi bir yaşına kadar, dört yılda, şiirin bütün geleneklerini, yapısal ve zihinsel düzenini parçalayıp altüst etti.Zaten ondan sonra şiir yazmadı. Düzyazı şiirleriyle yarattığı dil, günümüz modern şiirinin yazınsal temellerini oluşturdu. Rimbaud'nun şiirde ulaştığı
Yükseklik şiirin son sınırları olarak kabul edilir. rimbaud şiiri bırakmadı, sözün simyasını keşfetti, şiiri tamamladı ve sessizliğe erişti. "rimbaud'dan sonra ne yazılabilir?" sorusunu yirminci yüzyıl şairleri yanıtlayamadı.

Hayatını afrika ve asya yı gezerek geçirmiş. ve para kazanmak için şiir yazma dışında her işi (köle tüccarlığı ,silah ticareti dahil) yapmış .
Rimbaud un babası, kuran ı fransızcaya ceviren ilk kişidir.Kendisinin son dönemde müslüman olduğuda rivayettir.





burun kanatlari artik,
ürpermiyor korkuyla;
eli gögsünde,
sakin,güneste dalmis uykuya
yalniz sagyaninda kirmizi iki delik var.
---------------------------------
gökyüzü! aşk! özgürlük! bu ne düştür, hey çılgın çocuk?
kora düşmüş kar gibi eritip bitirmiş seni!
gördüğün büyük hayallerle dilin tutuk..
ve korkunç sonsuzluk ürkütmüş mavi gözlerini!
------------------------------------
"şair ilk önce hasta biri sonra lanetli biri sonra da bilge birisi olur. şair, duyguları altüst eden ve baş dönmelerini zapt eden kişidir."
----------------------------------
duyum

mavi yaz akşamları,patikalarda,dalgın
gideceğim sürtüne sürtüne buğdaylara.
ayaklarımda ıslaklığı küçük otların
yıkasın,bırakacağım başımı rüzgara.

ne birşey düşünecek,ne bir laf edeceğim;
ama sonsuz bir sevgi dolduracak içimi;
göçebeler gibi uzaklara gideceğim;
mes'ut,sanki yanımda bir kadın varmış gibi.
-----------------------------
"sabretmeyi bilirim ben.
içebileceğim sessiz
ve ölebileceğim,tasasız
bir akşam vardır bekleyen
birinde eski kentlerin!

direnmezse acılarım,
bir gün altınım olursa
kuzeye giderim, ya da
bağ kentlerini boylarım
-tatsız düşlerden usandım.

bir şey var yitip kaybolan.
dolaşıpta köşe bucak ,
döndüğümde açmayacak
kapısını o yeşil han
güleryüzle hiçbir zaman"
---------------------------------