Ataol Behramoğlu Şiirleri

ATAOL BEHRAMOĞLU : 1942 istanbul  - …    TKP üyesi idi.Azeri kökenlidir. Rus dili ve edebiyatı profösörüdür.Rus şairlerin pek çoğunu  Türkçeye çevirmiştir.
   
70 ‘li yıllarda Militan dergisini çıkardı.Başka dergilerde de yazdı.
2002’de Türkiye P.E.N. Yazarlar Derneği "Dünya Şiir Günü Büyük Ödülü"'nü aldı. 2008’de Rusya Federasyonunca uluslararası Puşkin Nişanı verildi.


Pek çok şiir kitabı vardır.



----------------------------------------------------
DÖRTLÜKLER

Cellat uyandı yatağında bir gece
"Tanrım"  dedi  "Bu ne zor bilmece :
Öldürdükçe çoğalıyor adamlar
Ben tükenmekteyim öldürdükçe..."

                                                                              1974



Yıllanmış bir ağaç gibi köklü, gür
Yalan hiç yıkılmayacakmış gibi görünür
Hükmü verilmiştir oysa :
Yıkılacak. Çürümüştür.

                                                                              1972



Eskidenmiş sabredip murada ermek
Şeyhin kerametini bekleyerek
Öyle zamanlar yaşamaktayız ki dostum
Erdemdir bazen, sabretmemek...

                                                                              1974



Elinde ne piyon kaldı, ne vezir, ne kale
Düştü birbiri ardına atlar, filler
Ama şah hâlâ direnmekte
Yeni taşlar bulundu çünkü : Köpekler...

                                                                              1972


Burjuvalar kocaman duvarlarla
Çevirmişler avlularını
Ama bir kiraz ağacı gördüm geçen gün
Dışarı uzatmıştı en çiçekli dalını

                                                                              1972





Dilencilerin akordeonları
Bir romantizm katıyor Avrupalı'nın hayatına
Bu bana klâsik müzik dinlemesini anımsattı
Nazilerin, toplu imhalar sırasında...

                                                                              1972



Dostları özlemle kucaklamayı unutma
Çocuk sevmeyi çiçek koklamayı unutma
En zorlu anındayken bile kavganın
Gökyüzüne bakmayı unutma

                                                                              1972


                                                              
-Nedim Tarhan'a-
Bir arkadaşımı dinledim yurdunu savunurken,
İnanç ve güç doluydu - şaşkın yüzler sarkmıştı kürsüden;
"Bizler yarının insanlarıyız" diye düşündüm,
"Onlar ise ölüdür, şimdiden..."

                                                                              1983



Her an bir çarpıntıyı yaşamaktayım
Her an çılgın bir heves dağlıyor kalbimi
Tanrım, ben mi hayatı aşmaktayım
Yoksa hayat mı aşmakta beni...

                                                                              1972



Hayale, düşe, doğa ötesine karnım tok
Cine, periye, tanrıya, iblise karnım tok
Adam gibi yaşadım şu dünyada diyebilsem bir gün
Gerisine karnım tok

                                                                              1974



Odan, kitapların duvarda resimler
Bahardır, bir kuş şarkısını söyler
Sanırsın böylece sürüp gidecek bu
Nasıl öyle sandıysa senden öncekiler

                                                                              1974



Ölüm düşüncesinden
Ürküntü duymazdım belki
İki tarih arasına sıkışmak
Onurumu incitmeseydi...

                                                                              1976



Gök sanki eriyecek mavilikten
Çimenler uykulu ve sıcak
Bir kadın geçiyor
Çıplak ayaklarını kalbime basarak

                                                                              1972



Durdum baktım arkandan sen giderken
Bana bir hoşça kal bile demeden giderken
İnsan neler duyar anladım o zaman
Can alıp başını benden giderken

                                                                              1974



Sevdiğim
Sonsuzca yitirdiğim ender çiçek
Geri kalan yılları ömrümün
Seni anımsamama yetmeyecek

                                                                              1976

---------------------
Aşk iki kişiliktir
Değişir rüzgarın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir. 
----------------------------------
BU AŞK BURADA BİTER
Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider

Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir
Solarken albümlerde çocuklar ve askerler
Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner
Uyku ve unutkanlık gittikçe derinleşir

Yanyana uzanırdık ve ıslaktı çimenler
Ne kadar güzeldin sen! nasıl eşsiz bir yazdı!
Bunu anlattılar hep, yani yiten bir aşkı
Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler

Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim
Yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver
Bu aşk burada biter iyi günler sevgilim
Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider 
---------------


---------------------
öğrendim ki...
kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
gerisini karşı tarafa bırakırsınız.

öğrendim ki...
güveni geliştirmek yıllar alıyor,
yıkmak bir dakika.

öğrendim ki...
hayatında nelere sahip olduğun değil
kiminle olduğun önemli.

öğrendim ki...
sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.

öğrendim ki...
kendini en iyilerle kıyaslamak değil
kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.

öğrendim ki...
insanların başına ne geldiği değil
o durumda ne yaptıkları önemli.

öğrendim ki...
ne kadar küçük dilimlersen dilimle
her işin iki yüzü var.

öğrendim ki...
olmak istediğim insan olabilmem
çok vakit alıyor.

öğrendim ki...
karşılık vermek
düşünmekten çok daha basit.

öğrendim ki...
bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek
hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

öğrendim ki...
'bittim' dediğin andan itibaren
pilinin bitmesine daha çok var.

öğrendim ki...
sen tepkilerini kontrol edemezsen
tepkilerin hayatını kontrol eder.

öğrendim ki...
kahraman dediğimiz insanlar
bir şey yapılması gerektiğinde
yapılması gerekeni
şartlar ne olursa olsun yapanlar.

öğrendim ki...
affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

öğrendim ki...
bazı insanlar sizi çok seviyor
ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.

öğrendim ki...
ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz
bazıları hiç karşılık vermiyor.

öğrendim ki...
para ucuz bir başarı.

öğrendim ki...
en iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.

öğrendim ki...
düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları
kaldırmak için elini uzatır.

öğrendim ki...
iki insan aynı şeye bakıp
tamamen farklı şeyler görebilir.

öğrendim ki...
aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.

öğrendim ki...
her şartta kendisiyle dürüst kalanlar
daha uzun yol yürüyor.

öğrendim ki...
hiç tanımadığın insanlar,
iki saat içinde,
senin hayatını değiştirir.

öğrendim ki...
anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.

öğrendim ki...
duvarda asılı diplomalar
insanı insan yapmaya yetmez.

öğrendim ki...
aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.

öğrendim ki...
karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin
nereden geçtiğini bulmak zor.

öğrendim ki...
gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
gerçek aşkların da!

öğrendim ki...
tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

öğrendim ki...
aile hep insanın yanında olmuyor.
akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
aile her zaman biyolojik değil.

öğrendim ki...
ne kadar yakın olursa olsunlar
en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
onları affetmek gerekir.

öğrendim ki...
bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

öğrendim ki...
yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

öğrendim ki...
şartlar ve olaylar,
kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.

öğrendim ki...
iki kişi münakaşa ediyorsa,
bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

öğrendim ki...
her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

öğrendim ki...
sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.