Attila Jozsef şiirleri

1905 – 1937 Macaristan,Komünist
  



Budapeşte'de doğan Jozsef, zor bir çocukluk ve ilk gençlik geçirdi.Fakir bir ailenin üç çocuğundan biriydi. Babası bir sabuncu, annesi ise hizmetçiydi. Babası, şair üç yaşındayken evi terk etti ve Amerika'ya kaçtı.Diğer iki kardeşiyle birlikte,annelerinin çocuklarına bakmak için insanüstü bir çabayla çalışmasına ve sonunda yorgunluktan hasta düşmesine şahit oldu. Annesinin hastalanması üzerine Macar Çocuk Esirgeme Derneği tarafından Ocsöd köyünden bir aileye evlatlık verildi.Evlatlık verildiği aile ona domuz çobanlığı yaptırdı ve ona Pista adını verdi. Orada 7 yaşına kadar yaşadı.Daha sonra annesinin sağlığına kavuşması ile tekrar onun yanına döndü ve onun ölümüne kadar eve katkı sağlamak için çeşitli işlerde çalıştı.Örneğin;sinemalar da su sattı. 14 yaşında annesini kaybetti. Attila József,bir şizofrendi ve ömrü boyunca pek çok kez ölmeyi denemişti.İlk intihar girişimini 9 yaşında yapmıştır.

Bu dönemle birlikte kendini okumaya ve yazmaya veren Jozsef'in ilk şiirleri yerel gazetelerde görünmeye başladı.O dönem ülkenin en önemli edebiyat dergisi olan 'Nyugat' da şiirleri çıktı.17 yaşında ilk şiir kitabı olan "Güzellik Dilencisi"ni yayımladi.Bu kitapta yer alan 'Baş Kaldıran İsa' şiiri ile Tanrı'ya hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında dava açıldı. Liseyi dışarıdan bitirerek, üniversitede edebiyat ve felsefe derslerine devam etmeye başladı. İkinci şiir kitabı "Haykıran Ben Değilim" 20 yaşında yayımlandı. Kitapta yer alan bir şiir yüzünden okuldan uzaklaştırıldı.Okuldan uzaklaştırılmasının sebebi ise faşizmin revaçta olduğu ülkede bu kitap devrimci olarak değerlendirilmiş olmasıydı bir profesör tarafından Önce Viyana Üniversitesi'ne, daha sonraParis'te Sorbonne'a devam etti.Her iki üniversiteyi de bitiremedi ve sonunda ülkesine döndü ve Budapeşte Üniversitesi'ne devam etti.Üniversitede Marto Vago adlı kadınla tanıştı ve ona aşık oldu.Çok zengin bir ailenin kızı olan bu kadınla,aralarında ki sınıfsal farklılığa rağmen aşk yaşadılar.Ruhsal durumu pek iyi olmayan Jozsef bu aşkın sanrılarıyla mücadelede zorlandı ve sonunda uzun bir süre hastanede gözetim altına alındı.

1930 yılında Macaristan Komünist Partisi'ne üye oldu.Ülkede faşizmin ağırlığını hissettirdiği dönemde parti çalışmalarında aktif olarak görev aldı.Kısa süre sonra partiyle fikir ayrılığına düştü ve sık görülen nöbetleri bahane gösterilerek partiden uzaklaştırıldı. 1931'de ruhsal sorunlar yaşarken yayımlanan "Yaz Geceleri" kitabı sakıncalı bulunarak hemen toplatıldı. 1932'de "Kenar Mahallede Gece", 1936'da "Çok Acıyor" adlı kitapları çıktı.1935 yılında bir kez daha hastaneye kaldırıldı.

Şizofreni teşhisi koyulan Jozsef 1937 yılında kendini bir trenin altına atarak intihar etti.


ANNEM  
 Fincanı aldı iki elinin arasına
bir pazar günü akşamüstü
dudaklarında hafif bir gülümseme
öylece oturup kaldı alacakaranlıkta –

Getirdi küçük bir tencereyle
akşam yemeğini beylerin evinden,
yattık ve ben düşündüm beylerin
büyük bir tencereyle yiyeceklerini –
  
Annemdi, ufak tefek, öldü erkenden,
erken ölür çamaşırcı kadınlar çünkü,
titrer ayakları taşıdıkları yükten
ve ağrır ütü yapmaktan başları –
  
Dağ isterse işte çamaşırlar
sinirlerini dinlendirmek için bulutlarla
işte buhar ve hava değiştirmek isterse
çamaşırcı kadın için işte çatı –
   
Görüyorum onu, elinde ütüyle kalakaldı.
İnceydi vücudu kırılacak kadar
daha da ince oldu kırınca sermaye –
çalıştırın kafanızı emekçiler –
   
Boynu kıvrıldı çamaşır yıkamaktan,
bilemedim ne kadar genç olduğunu,
temiz önlükler kuşanırdı düşlerinde
Selâmlardı onu postacı o zaman.


ANNE  
Bütün bir hafta, aralıksız
Annemin görüntüsü geçti gözlerimden
Kolunda ağır çamaşır sepeti
Çatı katına tırmanırken.
  
Ve ben yaramaz, delişmen çocuk
Bağırır, tepinirdim yerimde
Bıraksın da koca sepeti
Çatıya beni taşısın diye.
  
O, söylenmeden, bana bakmadan
Çıkar, sererdi çamaşırları
Göz kamaştıran aklıkta çamaşırlar
Sallanır, döner, hışırdarlardı.
  
Ağlamak için çok geç şimdi;
Annemi uçuşan kır saçlarıyla
Görüyorum gökyüzü sonsuzluğunda
Göğün suyuna katarken çividini...