saygıya değer üç varlık vardır: rahip, savaşçı ve şair. bilmek, öldürmek ve yaratmak. öteki insanlar yontulabilir ve işe koşulabilir insanlardır. ahır için, yani meslek dediğimiz şeyleri yapmak için yaratılmışlardır.
nepentesler baldıranlar emerek bütün
o güzelim uçlarından dimdik ğöğsünün,
ki altında yürek olmadı hiçbir zaman
söyle, anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı bacını mı, yoksa kardeşini mi?
- ne anam, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim.
- dostlarını mı?
- anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.
- yurdunu mu?
- hangi enlemdedir bilmem.
- güzelliği mi?
- tanrısal ve ölümsüz olsaydı, severdim kuşkusuz.
- altını mı?
- siz tanrıya nasıl kin beslerseniz, ben de ona öylesine kin beslerim.
- peki, neyi seversin öyleyse sen, olağanüstü yabancı?
- bulutları severim... işte şu... şu geçip giden bulutları... eşsiz bulutları!
SONUÇ
Gönlüm rahat, çıktım dağın tepesine,
Hastane, hapisane, kerhane, araf, cehennem,
Kent görünüyor tüm genişliğince,
Çiçekler gibi açar tüm aykırılıkları.
Boşuna gözyaşı dökmeye gitmezdim oraya,
Sen de bilirsin, ey Şeytan, kırık umutlarımın anası;
Kocamış bir kadının kocamış belalısı gibi
Sarhoş olmak isterdim o koca orospuyla,
Cehennem büyüsü gençleştirirdi beni.
Sabah yataklarında uyu daha gönlün dilerse,
Ağır, karanlık, nezleli, gönlün dilerse dolaş
Altın işlemeli akşam perdelerinde,
Seviyorum seni, rezil başkent! Orospular
Ve haydutlar, sunduğunuz hazlar sonsuz,
Yazık ki anlamaz bayağı inançsızlar.