Nizam Gencevi Şiirleri

NİZAMİ GENCEVİ : 1141 – 1209,

Bugünkü Azerbaycan'ın Gence şehrinde doğmuş şair ve düşünürdür. Eserlerini Farsça yazmıştır. Ailesi hakkında bilgi yoktur, eserlerinden babasının isminin Yusuf olduğu ve annesinin Kürt kökenli olduğu görülebilmektedir.

Üç kez evlenmiş ve eşleri içinden Derbend hükümdarı tarafından hediye edilen Kıpçak cariyesi Afak'ı çok sevmiştir. Dünyada Fars şairi olarak tanıtılan, bilinen Gencevi kendi eserlerinde özellikle memleketi Gence'ye olan sevgisini dile getirmiştir.

İlk kez Leylâ ile Mecnun'u mesnevi şeklinde yazanlardandır. Şiirlerinin çoğunu Farsça yazmıştır.





ESERLERİ:

Sırlar Hazinesi (1176): Erzincan'daki Mengüçlü Beyliği'nden Bahmanşah bin Davud'a armağan edilmiştir.

Yedi Güzel : Sasani Hanedanı'nın V. Behram ve eşlerini anlatan şiir.

Leyla ve Mecnun(1181): Şirvanşah Aksitan'ın isteği üzerine yazılmıştır.

Hüsrev ve Şirin; 1177 - 1181): Sasani Hanedanı'nın I. Hüsrev ile prensesi Şirin arasında yaşanan aşk anlatan bir şiir.

İskendername: "Şerefname" (1196-1200)

İkbalname" (ا 1200-ölüm) olmak üzere iki bölümden olan ve "İskender Zülkarneyn"'in hayatını anlatan şiir.





İnsan iIe insan arasında fark vardır. Bir demirden hem naI, hem de kıIıç yapıIır.
------------
"Öyle bil, dünyayı yaradan Allah,
Bu mert insanlar için var etmiş.
Bunlar şövket vermiş âleme,
Muhtemelen sütunu bunlardır âlemin."

-----Sevgidir mihrabı yüce göklerin,
Sevgisiz ey dünya, nedir değerin?

-------



DÜNYA HAKİMİ

Dünyanın damarını kim tutsa İsa gibi,
İnsaf ve adalet ile olur dünya hakimi,

Dünyaya fatih olmaz zulüm ile rezalet,
Yer yüzünün fatihi adalettir, adalet!

Her şey kainatta cezbe bağlıdır,
Alimler bunu aşk adlandırır.

Ruhunun aynasından pak olsun koy varlığın,
Kırk günün acısından gülsün bahtiyarlığın,

İnsan oğlu kazanar zindanda da şan-şeref,
Getirmiştir Yusife karanlık zindan şeref.

Kölelik zincirini acısız atmak olmaz,
Izdırapsız, azapsız şerefe yetmek olmaz.

Hanende bestesiz şarkı söylese,
Söz ile kemança güler o sese.

Akıllı adamın söyledikleri
Yer altına düşse, yitmez değeri.

Sözün de su gibi letafeti var
Her sözü az demek daha hoş olar.

Sözün kanatları var kuş gibi ince-ince
Dünyada söz olmasa, neye gerek düşünce.

Dünya bir tarladır dikkatle baksak
Her kes birbirine çiftçidir ancak

Dost ona derler sır saklar perde tutar
Düşman rüzgar gibi her zaman perde yırtar.

Akrebin düşmanlığı beterdir ejderhadan
Ejderha açık vurur, akrep gizli her zaman.

Seni boğmak isteyen derin düşman
Cahil dosttan iyidir, bunu böyle bil sen.

Toprağa merhamet hayırdır inan
Lütfetsen gül verir, zülm etsen diken.

Sana ne eylese evladın, inan,
Onu görecektir öz evladından.

Benim için üstünde gül olan diken,
İyidir meyvesiz selvi ağacından.

İnsan bu dünyada daimi yaşar,
Yurdunda bir evlad kalsa yadigar


Bu küre şeklinde yalnız yer değil,
Her hat ki, dönüyor yuvarlaktır bil.
(nizami gencevi yer küresinin yuvarlak olduğunu ve döndüğünü coopernic ve galilei'den çok önce biliyordu. nizami aynı zamanda saturn yıldızının kendi dairesinin olduğunu 11. yüzyılda aşağıdaki cümle ile ifade ediyor: "kısa bir süre içerisinde saturn dairesi ile yer küresinin merkezi arasında mevcut tüm bilimleri öğrenerek, tüm bilimlerin ümmanı oldum". saturn dairesi çok sonralar avrupa'da galileo galilei tarafından bulunmuştur.)