Yevgeni Yevtuşenko şiirleri

YEVGENİ YEVTUŞENKO :1933,….. Rus ,şair, romancı ,tyatrocu . Yaklaşık 34 bin Ukraynalı Yahudinin Nazilerce katledilişini konu alan Baby Yar (1961; Babi Yar: UÇURUM KAPISI) adlı şiir kitabında SSCB'deki Yahudi düşmanlığını da eleştirdi.
Evtushenko.jpg    


İlk devrimci şairlerden Vladimir Mayakovski ve Sergey Yesenin'in taşkın, yer yer argo yüklü şiir dilini yeniden canlandırdı; ayrıca aşk, kişisel sorunlar gibi Stalin döneminde ele alınması hoş karşılanmayan konularda şiirler yazdı."Nazımın Yüreği "isimli bir şiiri Nazım hikmet için yazmıştır.

Yetenekli bir futbolcuyken kendini tümüyle şiire veren Yevgeni Yevtuşenko (1933- ), Rus-Ukraynalı-Tatar kökenli jeolog bir anne babanın Sibirya-Zima’da doğan oğludur. Gorki Edebiyat Enstitüsü’nde öğrenim gören, Mayakovski geleneğinin sürdürücüsü olan şairin şiirlerinin çoğunda öykülemeye, anlatıya dayandığı, söylev edası taşıdığı görülür. Binlerce Musevi’nin Nazilerce katledilişini konu alan ‘Babi Yar’ isimli şiir kitabında, kendi ülkesindeki ırkçılığı da eleştiren, Amerikan ve Avrupa üniversitelerinde şiir ve sinema tarihi dersleri veren Yevtuşenko, Sovyet rejimine muhalefetinin gerçek bir muhalefet olmadığı ve konformist olduğu suçlamalarıyla Brodski tarafından ağır biçimde eleştirilir. 
Hazırladığı ‘Modern Rus Şiiri Antolojisi’ne, Gennady Aigi (Struga Altın Çelenk Ödülü, Andre Belıy Şiir Ödülü ve Boris Pasternak şiir ödülü sahibi şair, 1934-2006), fütürist geleneğin sürdürücüsü Rea Nikonova (1942- ), Vladimir Earle (1947- ) gibi avangard şairleri almadığı gerekçesiyle de tenkit edilmiştir.
------

Gençlere yalan söylemek yanlıştır.
Yalanların doğru olduğunu göstermek yanlıştır.
Tanrı'nın gökyüzünde oturduğunu ve yeryüzünde
işlerin yolunda gittiğini söylemek yanlıştır.
Gençler anlar ne demek istediğimizi. Gençler halktır.
Güçlüklerin sayısız olduğunu söyleyin onlara,
yalnız gelecek günleri değil, bırakın da
yaşadıkları günleri de açıkça görsünler
Engeller vardır deyin, kötülükler vardır.
Varsa var, ne yapalım. Mutlu olmazlar ki
değerini bilmeyenler mutluluğun.
Rasladığınız kusurları bağışlamayın,
tekrarlanır sonra, çoğalırlar,
ve ilerde çocuklarımız, öğrencilerimiz
bağışladık diye o kusurları; bizi bağışlamazlar.

(Babi Yar, s. 74. Çev. Ülkü Tamer, Broy yayınları, 1985)
-------------------------------------
"Küllendi sana olan aşkım"şiirinden
...
"Seni seviyorum" dememeli insan aşık olunca.
Çok acı oluyor sonra aynı ağızdan duymak yıkılışını
Yalanlarla, küçümsemelerle ve alaylarla
Ve bunlardır aldatmacaya döndüren kusursuz sandığımız dünyayı.

Farkına varmaz aşkın insan.
Söz vermemeli ve en iyisi
Öyleyse neden çekeriz insanı, atlarmış gibi yalan seline
Uçup gidene kadar elbette güzeldir imgesi.

Aşık olmamak en iyisi, bilmeliyiz, aşk varmaz bir geleceğe .
Uyuyup duruyor zavallı köpeğimiz, yeter bizi delirtmeye,
Bir senin kapını tırmalıyor patileriyle bir benimkini
Artık sevmiyorum seni; ama niyetim yok senden af dilemeye

Sevmiştim bir zamanlar; bunun için işte, bağışla beni.
-------------------------------------
bu şiir, küba'nın bir ulusal kahramanı olan jose-antonio echeverria'nın anısına adandı. arkadaşları ona <<elma>> anlamına gelen manzana adını takmışlardı.
Üç Dakikalik Gerçek

bir delikanlı vardı manzana adında.

bir saydam kaynaktı gözleri
uğultuluydu
yüreği
bir tavan arası gibi tıpkı
güvercinlerin,
gitarların,
tabloların
tıkabasa doldurduğu.

severdi mısır yemesini çıtırdatarak,
bayılırdı beyzbol oynamaya,
çocuklara,kuşlara,
ve, çılgın kasırgasında
bir paçanganın
biterdi
kaşları altındaki
iki tansığın
bakışına.

ama bir delikanlı vardı manzana adında,
bir çocuğa benzerdi,
ama yalımlanırdı yüreği iğrenme ve horlamayla
ne zaman karşılaşsa
sözde sofularla
ve aldatmayla.

oysa, o zamanlar küba'da
binlerce maskeyle bezenmişti yalan
salonlarda kol gezerdi
ve
bir kral gibi
kurulurdu

başkan'ın
arabasında.
sütun sütun dolanırdı gazetelere
utanmadan,
ve günün ışımasıyla birlikte
rock'n roll'
karışık
fışkırırdı
radyo
istasyonlarından.

ve işte o zaman manzana adlı delikanlı,
ün için , şan için değil,
sadece herkes,
sadece görsün gerçeği diye küba'da,
ele geçirmeye karar verdi radyo vericisini,

ve
arkadaşlarıyla birlikte
elde tabanca
daldı oraya,
aldı elinden mikrofonu
bir güzel şarkıcının,
ve onun sesi-
cesaret ve inanç-
yani sesi küba'nın anlattı
gerçeği halka.

üç dakika, fazla değil !

sadece üç dakika !

ve sonra bir silah sesi,
sessizlik sonra.

son noktasını koydu
bu tamamlanmayan söyleve
batista'nın kurşunu.

ve tekrar
bir rock'n roll başladı şen şakrak,
ve o,
o anda ölümsüz, vermiş hayatını
üç dakikalık gerçek için
yatıyor, genç ve mutlu.

sözüm sanadır dünya gençliği:
ülkende egemen olursa yalan,
gazetelerde boy gösterirse yalan hiç durmadan

gençlik!

manzana'yı hatırla!

işte insan dediğin böyle yaşamalı
ve eğlenmemeli gerek
dalga geçerek.

ölüme yürümek,
unutup
huzuru
rahatı,

ama söylemek
üç dakika bile olsa
gerçeği söylemek
gerek!

üç dakika olsun, yeter!

sonra,
ölüm hoş gelir
safa gelir.
------------------------------