Hatayi şiirleri

Şah Hatayi (Şah İsmail) (1487- 1524)

İran'da Safevi soyundan gelen bir Türk. Erdebil'de doğdu. Ana tarafından Uzun Hasan'ın torunu Bilki Aka'nın oğludur. Babası Haydar'ın ölümünden (1488) sonra dayısı tarafından iki kardeşiyle birlikte düşmanlarından kaçırılarak Şiraz'a gönderildi. Şiraz valisinin, üç kardeşi bir süre hapsettiği söylenir. Akkoyunlu hükümdarı Sultan Yakup'un ölümü üzerine oğlu Rüstem saltanat mücadelesinde onlardan yararlanmak amacıyla üç kardeşi hapisten kurtarır,



Kul Himmet Şiirleri


16'ncı yüzyılın sonlarında Tokat Almus Görümlü köyünde (şimdilerde kasaba) doğdu. 17'nci yüzyılın ilk yarısında öldü. Coşkulu deyişleriyle tanınan ve Hatayi ile Pir Sultan'dan sonra gelen üçüncü büyük Alevi-Bektaşı şairi. Pir Sultan ile yakın arkadaştı. Onun asılmasından sonra uzun süre saklandı. Şiirlerinde tarikat kurallarını her kültür düzeyinden Alevi-Bektaşilerin anlayabileceği bir yalınlıkla anlattı. Bazı şiirleri asıl isimleri İbrahim ve Hacik Kız olan "Kul Himmet Üstadım" takma isimli şairler ve başka Himmetlerin yazdıklarıyla karıştı. 

Pir Sultan Abdal Şiirleri





16'ncı yüzyılda yaşadı. Hakkında fazla bilgi yok. Asıl adı Haydar. yaşamının büyük bölümü Sivas /Yıldızeli/ Banaz köyünde geçti. 16'ncı yüzyılın ikinci yarısında Sivas çevresinde boy gösteren Alevi-Bektaşi kökenli ve İran yanlısı mezhep olaylarına karıştı. Sivas Beylerbeyi Deli Hızır Paşa, Pir Sultan'ı astırdı. Ölümümün, 1547-1551 ya da 1587-1590 arasındaki bir tarih olduğu sanılıyor.

Kul Nesimi Şiirleri


XIV. yüzyılda Bağdat'ta doğmuş, Halep'te derisi yüzülerek öldürülmüş tasavvuf şairi Seyyit İmadettin Nesimî ile XVII. yüzyılda (1600'ler) yaşadığı sanılan Kul Nesimi'yi birbirine karıştırmamak gerekir. Asıl adı Ali olan Kul Nesimi'nin yaşamı pek bilinmiyor.




Köroğlu Şiirleri


Kimliğiyle ilgili iki ayrı tartışma var. Birincisi, 16 ve 17'nci yüzyılda yaşadı. Yeniçeri ocağından yetişen bir şair. 1578-1590 arasındaki Osmanlı-İran savaşlarına katıldı. Bir tür ordu şairidir. Diğeri ise Balkanlar'dan Orta Asya'ya kadar geniş bir alana yayılmış destansı ve türkülü halk öyküsündeki karaman Köroğlu. İkinci Köroğlu, Bolu Gerede çevresinde yaşadı.Bir rivayete göre de iki kişi de aynı kişidir.Yaygın hikaye aşağıdadır:





Kaygusuz Abdal Şiirleri,

Asıl adı Gaybi'dir. (1341-1444) Kaygusuz Abdal'ın hayatı hakkında ki bilgilerin çoğu Bektaşi menkıbelerine dayanır. Bu menkıbelerin en tanınmışı onun Abdal Musa'ya bağlanışını anlatan hikayedir: Alaiye (Alanya) beyinin oğlu Gaybi, avlanırken attığı okla bir geyiği koltuğundan vurur. Yaralı geyik kaçar, Gaybi arkasından koşar.


Karacaoğlan Şiirleri






17'nci yüzyılda yaşadığı sanılıyor. Göçebe Türkmen obalarında yetişti. Asıl adının İsmail, Halil ya da Hasan olduğu yolunda görüşler var. Hatta aynı mahlasla şiirler yazmış birçok Karacaoğlan'ın varlığı bile savunuluyor. 






Erzurumlu Emrah Şiirleri


Erzurum yakınlarında Tanbura köyünde 1777 (1815-1820)'de doğduğu sanılıyor. Halk ağzında dolaşan söylentilere göre, ilkin Erzurum'da medresede öğrenim gördü. Ardında, Nakşibendi tarikatına girdi, Halidiye kolunun şeyhiMevlâna Halife bağlandı. Sevdiği, küçük Paşa'nın kızı bir ağanın oğluyla evlendirilince, çok üzüldü. Tarikatta görgü ve bilgisini artırdıktan sonra Sivas, Konya, Niğde, Tokat, Kastamonu illerinde geziye çıktı.



Ercişli Emrah Şiirleri


Doğum ve ölüm tarihi hakkında elimizde bilgi yoktur.17. yy ilk yarısında yaşadığı tahmin edilmektedir. Hatta 1930'lu yıllara kadar Ercişli Emrah'ın varlığından bile haberdar değildik ve bunun sonucu olarak da Ercişli Emrah'ın şiirleri Erzurumlu Emrah'a mal edilmiştir. Bugün hayatı hakkındaki bilgiler, hayatı etrafında oluşan Ercişli Emrah ile Selvihan Hikâyesi ile bir iki küçük belgeye dayanmaktadır. Hikâye anlatıcısı meddah, âşık ve halk hikâyecilerinin anlattığına göre o, âşık bir babanın çocuğudur ve pir elinden bade içmiştir.



Dadaloğlu Şiirleri


18. yy sonu ile 19'uncu yüzyıl başında yaşadı. Asıl adı Veli. Türkmen aşıklarının önde gelenlerinden. Kul Mustafa mahlasını kullanan Aşık Musa'nın oğlu. Az da olsa eğitim aldı. Avşar beylerinden Küçük Alioğlu ile Kozanoğlu'nun yanında imamlık, katiplik yaptı. Şiirlerinde göçerlik koşullarını, döneminde orta Anadolu'da hüküm süren aşiret kavgaları ve aşiretlerin Osmanlı ile savaşlarını yansıtır. Dili Anadolu Türkmen boylarının kullandığı halk Türkçesidir. Asıl ününü kavga türküleri ile yaptı. Yüz kadar şiiri sözlü kaynaklardan derlenerek günümüze kadar ulaştı.